İç denetim ceza verme sisteminin bir ayağı değil, adil ve objektif yönetimin olmazsa olmazıdır
Ülkemizde iç denetim denilince genel olarak açık yakalama, ceza verme, işten çıkarma gibi cezai yaptırımlar akla gelir. Böyle olması da çok doğal. Çünkü firmalar hep kamu tarafından denetlenir. Kimi zaman vergi incelemesi kimi zaman SGK gibi kurumların denetimleriyle karşılaşılır. Bu denetimlerde de kamu yaptırımları devreye girer ve hem cezai işlem uygulanır hem de düzeltilecek konuların tek tek yerine getirilmesi talep edilir. Burada tamamen mevzuata uygunluk açısından kamu denetimi söz konusu olup, kamu gücü kullanılmaktadır.
Ancak, iş özel sektörün kendi iç denetimine gelince bambaşka amaçlar taşıyabilmektedir.
Her sektörün yasal düzenlemeleri mevcuttur. Firma sahibi ve yöneticileri bu düzenlemeleri uygulamakla yükümlüdür. Eğer kamu erki aksaklığı bulursa cezai işlemle karşı karşıya kalınabilir. Oysa kendi iç denetim mekanizması yakalarsa hemen düzeltilerek risk ortadan kaldırılabilir. Böylece kimsenin canı da yanmaz.
İç denetim, farklı amaçlar taşır. Örneğin firmanın kendi iç düzenlemelerine uygun çalışıp çalışılmadığı denetlenebilir. Ya da firmanın bütçe hedeflerine uygun çalışılıp çalışılmadığı incelenebilir. Burada aksaklık aramak ana amaç değildir. Çünkü özel sektörde iç denetimin ana amacı adaletli yönetimin sağlanması ve işte verimliliğin artırılmasıdır.
Bir firmada satınalma için konulan vade hedefine varılamazsa ve bu durum gözden kaçarsa, firma nakit sıkıntısına düşebilir. Aynı durum satışta da söz konusudur. Firma hedeflediği vadeden daha uzun vadede satış yapar ve yönetim bunu fark etmezse, yani sadece ciroya odaklanırsa, firma maaşları bile ödemekte zorlanabilir.
İç denetim bazen arabulucu rolü oynar. Çalışanların en yukarıdaki yönetime ulaşıp söyleyemediği birçok konuyu doğrudan yönetime ulaştırabilir. Böylece çözüm süreci hızlanır.
İç denetim daha çok sistemin ahenkli çalışıp çalışmadığı üzerine odaklanırken, sistemin verimsiz çalışmasına neden olan unsurları tesbit etmeye çalışır. Böylece çalışanlar arasında iş dağılımı daha adaletli olabilmektedir. Bunun yanında iç denetim hedeflere varmanın önündeki engelleri de tek tek tesbit ederek yönetime raporlar.
İç denetimde kişiler hedef değildir. Daha çok sistem ve işleyişi hedeftir. Varılması istenen sonuç ise sistemin aksamadan işlediğinin görülmesidir. Yönetim bundan emin olmak için bağımsız bir gözle böyle bir incelemeyi talep eder. İç denetimin objektif ve tarafsız olması şarttır. Bu tarz denetim yapabilecek kişiler özenle seçilirler.
İç denetim şirketlerin fark etmedikleri, ancak gelecekte ciddi problemleri beraberinde getirebilecek hata veya yanlışları zamanında tesbit ederek ve ilgili birimle konuyu çözüme kavuşturarak gelecekte oluşabilecek bedeli çok ağır sorunların da önüne geçilmesini sağlar.
Saygılarımla,
Hikmet Baydar
3. Göz Danışmanlık