Şirketleri ileri götüren de batıran da yönetimdir.
Ülkemizde ve Dünya’da birçok şirketi inceleme fırsatı bulduk. Kimisi çeşitli ciddi sıkıntıları yaşarken, kimisi sektörünün zirvesindeydi. Neydi bu farklı konuma gelmeyi sağlayan hususlar? Bu yazımızda kısaca bu konuya değineceğiz.
Başarılı olan şirketlerin ortak özelliklerini gösteren en çarpıcı örnek gerçekçi bir bütçe çıkarmış olmalarıdır. Bunu gördüğümüzde nisbeten planlı olunmaya çalışıldığını anlıyoruz. Ancak asıl önemli olan husus hedeflere göre alınan eylem planlamalarıdır. Kısaca açıklayalım;
Bir firmanın tüm dengeleri hedefleriyle alakalıdır. Firma hedefi ne kadar gerçekçi olsa da o hedefe varmak için gerekli eylem planı doğru değilse, firma boşa kürek çekmiş olur. Şöyle açıklayalım; Firma sektörel gelişmelere, global ekonomi ve ülkemiz piyasa koşullarını da dikkate alarak gerçekçi bir hedef koymuş olsun (Bu arada bu hedeflerin genellikle yanlış konulduğunu da belirtmeden geçmeyelim. Bu hedef için bir dizi mikro eylem planlarına ihtiyaç vardır. Bazıları şunlardır; IK politikası,Satınalma politikası, üretim ve stok yönetim politikası, satış politikası. Bütün bunları içeren bir finansman politikası olmazsa olmazdır. Ne zaman ve nasıl alınacağından tutun, ne kadar elde tutulacağına ve hangi şartlarda satış yapılacağına kadar tüm konular finansmanın da konularıdır. Genelde alım/satım şartları belirlenirken bu detay unutulduğundan, finansman birimi sıkıntıya girmektedir.
Firma hedefleri doğru belirlenmiş olsun, En önemli unsur olan insan kaynakları yeterli kalite ve miktarda ekibi oluşturamamışsa, hedefler zaten gerçekleşememektedir. Konu sadece makine parkı değildir. Ekibin yeterliliği çok daha önemlidir. Genel olarak şirketlerin insan kaynaklarına yeterli önemi vermediği, ucuz elemana yöneldiği görülmektedir. Oysa, verimli eleman ucuz elemandır düşüncesiyle hareket edilmelidir. En önemli hatalar da burada yapılmaktadır. Performans yönetimi, yeterlilik kıstasları gibi detaylar ile ekibe uyum, ekip çalışmasının teşvik edilmesi gibi hususlarda sınıfta kalmaktayız.
Yanlış organizasyon ve yanlış oluşturulmuş ekip hem hedeflerin gerçekleşmesini engellemekte, hem de firmanın o dönem fırsatları kaçırmasına neden olmaktadır.
Diyelim ki doğru organizasyon yapısı sağlanmış ve doğru ekip oluşturulmuş olsun. O zaman hemen finansman ve diğer birimler ilişkilerine bakmalıyız. Satınalma şekline, ödeme şartlarına nasıl karar veriliyor ve nasıl uygulanıyor? Benzer şekilde satış-finansman ilişkisi nasıl? Gibi soruları cevaplamamız gerekiyor. Firmanın öz kaynakları çok güçlüyse toplu ve nakit alımla ciddi indirimlerle satınalma yapılabilirken, müşteri portföyü kaliteli ve piyasa tarafından kabul edilen bir firma şartlarını piyasaya kabul ettirebilmektedir. Ne kadar vadeli ve vadesinde nakit ödemeli bir satış politikası uygularsa o kadar gelecekte nakit sıkışıklığına düşme ihtimali de artar.
Mesele sadece üretme meselesi değildir. Ya da fazla stokla müşteriye çeşitlilik sağlama meselesi değildir. Mesele mevcut öz kaynakların gücüne göre en uygun maliyetle stok yaparken, bu şartlara uygun satış şartları belirleme meselesidir.
Son sözümüz; Ekonomide fırsatlar hiçbir zaman bitmez. Ancak o fırsatları göremezsek ve doğru planlama yapamazsak, hele hele ekibimiz buna uygun değilse, o zaman o fırsatları hiçbir zaman değerlendiremeyiz.
Saygılarımla,
Hikmet Baydar